Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

AĞIZDA DAĞILAN KURABİYELER VE 2012`NİN SON GÜNLERİ

Ajandanın son sayfalarına geldik yine. Her yıl bu defter biter mi diye başladığım ajandanın son yaprakları. Şöyle bir karıştırıyorum sayfalarını, bir yılda yaşadıklarım geçiyor gözümün önünden. Önemli veya önemsiz farketmez, belli tarihleri, hatırlamam gerekenleri, yapacaklarımı, yaptıklarımı, unutmamam gerekenleri yani her şeyi... Şimdi baktıkça onlara, hatırladıkça yaşadıklarımı ne kadar da çabuk geçti yine bir yıl daha diyorum. Hayaller ve umutlarla beslenen bir yıl, yapabildiklerimiz ve yapamadıklarımızla sonuna gelmiş bile. Yapabildiklerimiz için şükür diyorum, yapamadıklarımız için de şükür diyorum ve demek ki onların daha zamanı varmış diye yeni umutlar listesine yeniden yazıyorum. Sağlık ve pozitif bir bakış açısı olsun gerisi zaten gelir, er ya da geç... 2012 güzel şeyler yaşattı bana, güzel şeyler de öğretti. Şimdi sıra 2013`te. Daha yıl gelmeden 2013`den beklediklerimiz ya da bir önceki yılda yapamadıklarımız sıralandılar bile sayfalarda. Ne çok şey yükl

CENEVRE YENİ BİR YILI BÖYLE KARŞILIYOR

Her yıl böyle oluyor Cenevre, ışıklı rengarenk... Ama her yıl, bu görüntü hiç değişmez. Bir kısmını gösterebildiğim görüntüler her yıl bu zamanlarda aynı şekilde tekrarlanıyor. Süsler aynı, her yerin süslenme şekli aynı, her mahallenin kendine göre bir süslenme tarzı var ve bu da değişmez. İlk zamanlarda çok farklı gelirdi, artık alıştık... Ama zamanla da anlamaya ve takdir etmeye başladım. Her yıl farklı bir süsleme kapasitesine sahip bir ülke olmasına rağmen elindekileri kullanıyor olması ve israf yapılmaması adına çok güzel bir düşünce. Her sene bu süsler bu zamanlarda yerlerine asılır. Eski yılı uğurlamak ve yeni yılı ışıkl ar içinde karşılamak için. Daha sonra bütün bunlar görevliler tarafından büyük bir titizlikle toplanır, kutularına yerleştirilir ve bir sonraki yıl sonuna kadar onlar için ayrılmış depolarda bekler. Bu aynılık içinde değişen şeyler çok çok azdır...

FRAMBUAZ SOSLU CHEESECAKE

Yani peynirli kek... Uzun zamandır farklı tarifleri deneyerek kendimize en yakın lezzeti bulmaya çalışıyorum. Cheesecake belki herkesin severek yediği belki de bir çok kimsenin seçerek yediği, az ama tadında yenmesi gereken bir lezzet gibi geliyor bana. İçindeki peynir oranı önemli benim için, bir çok tarifte peynir miktarı çok fazla dolayısıyla da kalori miktarı... Kullanılan peynirin yağ oranına göre de  lezzeti ağırlaşabiliyor. İşte bu nedenlerden dolayı uzun zamandan beri araştırdığım ve üstünde düşündüğüm bir tatlı çeşidi. İkram ettiğim yiyeceklerin ne misafirlerim için ne de kendimiz için fazla kalorili ve ağır lezzetler olmasını istemiyorum. Sonunda da basit bir tarif buldum sanırım. İçime sinmeden de bu sayfalara yazamadığım için bir çok denemeden sonra bu tarifi yazmaya karar verdim. Belki yeni yıla tatlı yiyerek  girmek isteyenler de olabilir... MALZEMELER Alt tabanı için; 150 g pötibör bisküvi 50 g badem tozu 50 g tereyağ 1 çay kaşığı tarçın Peynir