Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DÜNYA SİGARAYI BIRAKMA GÜNÜ

Sadece yılda bir gün bile olsa düşünelim hadi, vücudumuzla ilgili; içimizdeki organlarımızla ilgili... Hepiniz bir çok defalar duymuşsunuzdur ve şaşırmışsınızdır benim gibi... Mesela; Mide mukozasının dış tabakası ömrü çok kısa olduğu için 3-4 günde yenileniyor. Eğer yenilenmeseydi, midemizdeki yiyecekleri hazmetmek için kullanılan güçlü asitler, aynı zamanda midemize de zarar verecekti. Mide ürettiği çok güçlü bir asit olan hidroklorik asitin kendisini de yiyeceklerle birlikte parçalamasını önlemek için, midenin iç duvarlarını tamamen örten mukus sıvısını da salgılar. Karaciğer kendisini tamamen 6 ayda yenileyebilir. Karaciğerimiz 12 yaşındaki bir çocuğun karaciğeri seviyesinde kalabilir. Akciğer, bronşlarını yenileyen bir organdır. Bronşlar kendisini 1 yılda karaciğerden gelen yeni hücrelerle yeniler. Soluduğumuz havanın kalitesi ne kadar kötüyse, akciğerlerimizin kendini yenileme işlemi o derece zorlaşır. Böbrekler, kendilerini özellikle böbrek içi hücreleri

BAHARATLI SOMON

En az haftada bir kez balık tüketmek gerektiğini söylüyor uzmanlar. Eğer severek yeniyorsa evinizde daha da fazla tüketmek en iyisi. Balık; vücudumuz tarafından yapılamayan doymamış yağ asitleri açısından çok zengin, yani Omega-3 kaynağı. İyot ve selenyum mineralleri açısından da zengin. Balıkların içinde de somon ilk sıralarda yer alıyor yapısındaki Omega-3 fazlalığı açısından. Somon balığı pembe renkli bir balık ve diğer balıklara göre farklı bir lezzete sahip. Diğer balıklar gibi ayıklama problemi yok, çünkü çoğu yerde dilimlenmiş olarak satılıyor. Yüksek yağ oranı yüzünden kızartmaya uygun bir balık değil. Izgara ya da fırında pişirmenin daha doğru olduğunu söylüyor uzmanlar. Somon dilimlerini doğrudan tavaya dizebilirsiniz. Izgara yapar gibi, hiç yağ koymadan.Önceden derilerini ayıklamanıza da gerek yok, çünkü Omega-3 pişerken balığın derisinden etli kısma geçiyormuş. Ocağın ateşini çok fazla açmadan kısık ateşte yavaş yavaş pişirebilirsiniz balıkları, hiç yağ ilavesi

NİŞASTALI MİNİK KURABİYELER

Bakmayın siz onların minik minik olduklarına, boylarından büyük tatları var... Bir bardak çayın yanına ve tatlı sohbetlere çok yakışıyorlar. Ufak oldukları için bir lokmada yemesi kolay kurabiyeler bunlar, her ortam için lezzetli kurabiyeler, uzun yıllardır yaparım hiç beni yanılttıklarını görmedim, her zaman tam kıvamında pişerler, yani yapımı çok kolay. Aslında bu kurabiye Mantar Kurabiye diye bilinir, aynı tarif, ama böyle yemesini daha çok seviyorum ben, minik minik... MALZEMELER 2 tane yumurta 250 g tereyağ 5 yemek kaşığı toz şeker 400 g mısır nişastası 3 yemek kaşığı un 1 paket kabartma tozu 1 paket vanilya Bütün malzemeleri karıştırın ve yumuşak bir hamur elde etmeye çalışın, bunun için eğer gerekirse un ilave edebilirsiniz. Sonra ufak yuvarlaklar halinde şekil verip 180° lik fırında çok fazla kızartmadan beyaz kalacak şekilde pişirin. Beyaz beyaz olursa daha güzel oluyor. Farklı şekiller de verebilirsiniz. Piştikten sonra ağzı kapalı bir saklama kabın

ENGİNAR VE MANTAR SOTE

Enginar ve mantarı biraraya getirirsek nasıl olur derseniz bu tarifi deneyebilirsiniz. Bence fena olmadı, denemeye değer. Bolca doğradığınız soğanları zeytinyağında şöyle bir karıştırın, doğranmış sarımsak da ilave edin, doğranmış mantarlarla birlikte karıştırarak çok az pişirin. Sonra enginarları bütün olarak tenceredeki mantarlı karışımın üstüne dizin. Enginarları kendiniz ayıkladıysanız limonlu suyun içinde bekletmeyi ihmal etmeyin, bu kural mantarlar için de geçerli. Mantarları konserve olarak da kullanabilirsiniz. Sonra enginarların üstünü kaplayacak kadar su ilave edin, tuzu  ve limon suyunu da ekledikten sonra kısık ateşte enginarlar yumuşayıncaya kadar pişirin. Ben 8-10 tane enginar için 1 limon suyunu kullandım. Çabuk pişiyor. Piştikten sonra enginarları servis tabağına alın. Geride kalan mantarlı karışıma, doğradığınız maydanoz ve dere otu karışımını ekleyip karıştırın ve bu karışımı enginarların üzerine paylaştırın. Eğer mantarlar artarsa öylece yemesi de güzel.

REGAİB KANDİLİ VE İRMİK HELVASI

Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol Şevkat ve merhamette güneş gibi ol Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol Tevazû ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol Hoşgörülülükte deniz gibi ol Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol                                                                 Mevlana ( 1207-1273) Bu öğütleri yapabilme sabrına sahip olma dileklerimle, Regaib Kandiliniz Mübarek Olsun,Dualarımız Kabul Olsun... İRMİK HELVASI MALZEMELER 2 su bardağı irmik 1,5 su bardağı şeker 1,5 su bardağı süt 2 su bardağı su 125 g tereyağ ( ya da ½ su bardağı sıvı yağ) 1 yemek kaşığı fıstık ( daha fazla da olabilir seviyorsanız eğer ) Yağ ile birlikte irmikler pembeleşinceye kadar kavrulur. Yağ olarak sıvıyağ kullanıyorum, sadece tereyağlı ya da ikisini de karıştırarak yapabilirsiniz. Pembeleşinceye kadar sürekli karıştırmanız gerekli, yoksa yanabilir. Sonra ocağın üstünden alıp biraz ılımasını bek

GÖKKUŞAĞINI ARAMAK

Burada havalar yine yağmurlu. Zaten yıl içinde yağmurlu gün sayısı güneşli günlerden fazla. Bir gün güneş varsa eğer sonrasında iki gün  yağmur yağarsa şaşırmıyoruz artık, bizler alıştık. Bizler alıştık bu yağmurlara, herkesin çantasında ufak bir şemsiyesi olur, yağmurluk da şart ve yağmur çizmeleri de gerekli eğer çok dışarı çıkıyorsanız, özellikle çocuklar için. Bizler alıştık da ben esas buralara kısa süreliğine gezmek için gelenlere üzülüyorum. Eğer uzun süren bir yağmur dönemine denk gelirlerse yazık... Farklı farklı ülkelerden gezmeye geliyorlar ve yağmurla karşılaşıyorlar, güneşli güneşli gezmek varken... Sonra da akıllarında yağmurlu bir yer olarak kalıyor. Güneş de var, hem de bir çıktı mı öyle bir yakar ki... Sabah yağmurla uyanırsınız, hava soğuk, kalın hırkalar giyilir, öğleden sonra bir güneş çıkar sanki yaz ortasındasınız, gün içinde mevsimsel farklar yaşanır işte buralarda. Olsun, yağsın yağmurlar, nerede olursam farketmez, bahar ve yaz aylarındaki y