Ana içeriğe atla

BİR DE NİNEM VE DEDEM



Dedim ya her yaz memlekete giderdik, babamın da bir köyü var, o da büyükbabamlara yakın, Ege`nin yeşilliklerinde, dağlar ötesinde bir yer.  Küçükken çok uzun gelen dağ yolları, çam ağaçları, üstünden geçtiğimiz köprü, küçük bir değirmen...Tepeden aşağı doğru bir köy manzarası ve işte köyümüz; camisiyle, her daim su akan pınarlarıyla, elinde bir sopa koyunları otlatmaya götüren çobanıyla, yanından geçerken arabaya havlayan köpekleriyle... Ve dedemlerin avlu kapısı, arabadan birinin inip açması  gerekirdi, kimi zaman babam kimi zaman kardeşim açardı. Ve şimdilerde yerinde olmayan bir köy evi, odaları, ocakları, girişte herkesin ayakkabılarını çıkardığı büyükçe bir taştan düzlük, kenarda sakin bekleyen bir köpek... Odaların kapılarını açarken tatlı bir gıcırtı duyulurdu. Hasır halıların sıcaklığı başka yerde yok sanırım. Bahçede asma yaprakları ile sarılmış ve üzüm salkımları ile dolu bir çardak... Dedem ve ninem çok küçüklük anılarımda yer alır, bence erken gittiler bu dünyadan, huzur içinde yatsınlar. Ocak başında hatırlarım onları, dedemi  cezve ile... Ninem de aklıma hep kuru yufka böreği ile gelir. Bizim oralarda yufkalar kurutulur, üst üste dizilir ve uzun süre saklanır, işte o yufkalar ıslatılır ve peynirli bir börek yapılır, hem de ocak ateşinde, çevire çevire... Sonra ortaya kurulan sofrada bütün aile, amcamlar, halam, hep birlikte tatlı bir gürültüyle yenir. Tabii bu anlattıklarım çok yıllar öncesinden, artık böyle biraraya gelmek çok zor oluyor. Börek dedim ya tadı hala damağımda, ama ninemin yaptığı böreğin tadı, o aramızdan ayrıldıktan sonra çok yapılmıştır aynı börek ama o bir başka yapıyormuş demek ki. Çocuklukta köy yerleri güzeldir, çünkü yapacak o kadar çok şey olurdu ki... Sabah ve akşam hayvanları otlatmaya götüren, yorgunluk nedir bilmeyen yengemin peşine takılmak, süt sağarken onların gülmesine aldırmadan yapmaya çalışmak, ekmeklerin  fırından çıkmasını beklemek, sapsarı ve yeni yapılmış tereyağı ile sıcak ekmek kokusu, nohut tarlasından tuzlu tuzlu nohut yemek, karpuz tarlasını görebilmek, eşeği suya götürmek için can atmak ve daha bir çoğu... Zamanı durduramıyoruz, çok hızlı... O günlere dönebilsek daha bir kıymet bilerek yaşardım herhalde. Çocukluğumu böyle güzel  hatırlamamı sağlayan herkese çok teşekkürler. Böyle güzel olayları hatırlayabilmek ve bunları kendi çocuklarıma aktarabilmek de şimdilerin mutluluğu...



Yorumlar

  1. ne kadar güzel anlatmışsın. okurken sanki o anları bende yaşadım... bende sana teşekkür ederim...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KAÇ BARDAK, KAÇ KAŞIK, KAÇ GRAM

BESİN SU BARDAĞI ÇAY BARDAĞI KAHVE FİNCANI ÇORBA KAŞIĞI Su 250 g 100 g 75 g 15 g Süt 250 g 100 g 75 g 15 g Toz şeker 200 g 80 g 70 g 20 g Pirinç 250 g 100 g 70 g 15 g Bulgur 200 g 75 g 60 g 20 g Fasulye 200 g 75 g 60 g Mercimek 200 g 75 g 60 g 15 g İrmik 180 g 70 g 55 g 12 g Pudra şekeri 110 g 50 g 30 g 12 g Toz şeker 170 g 75 g 60 g 15 g Nişasta 50 g 30 g 10 g Un 110 g 50 g 30 g 12 g Galeta unu 120 g 60 g 40 g 10 g Kaşar peyniri(rende) 90 g 40 g 30 g 4 g Süt 200 g 100 gr 65 g 15 g Krema 210 g 110 g 70 g Yoğurt ...

BUĞDAYSIZ AŞURE

Bereketlensin evler... Mis gibi aşure koksun bütün odalar... Az ya da çok... Yapmak isterim her sene... Ama aşureyi  sevip de yiyemiyorsanız buğdaydan dolayı yani gluten alerjiniz varsa pirinç kullanın buğday yerine. MALZEMELER 2 su bardağı pirinç ½ su bardağı nohut ½ su bardağı fasulye 2 su bardağı şeker 5-6 tane karanfil ( suda bekletin ) Kuru incir, kuru kayısı, kuru üzüm ( suda bekletin ) Ceviz içi, fındık içi, tarçın ve kendi zevkiniz ve alışkalıklarınıza göre başka şeyler de ilave edebilirsiniz. Pirinci 15 su bardağı su ile kaynatmaya başlayın. Su oranını kendinize göre ayarlayabilirsiniz. Buğday taneleri yumuşamaya başlayınca, yine akşamdan ıslattığınız ve haşladığınız nohut ve fasulyeyi ilave edin ve beraber kaynatın. Nohutun kabuklarını da ayıklayabilirseniz daha güzel olur. Şekerini de ilave edin. Pişdiğinden ve iyice birbirleri ile özleştiğinden emin olduktan sonra ateşi söndürün. Küçük küçük doğradığınız ve suda beklettiğiz ...

ÇİN LAHANASINDAN SARMA

Lahana sarması ama lahanası biraz değişik, en azından ben ilk defa gördüm buralara gelince. Yer değişikliğinin bu gibi faydalarını da görmek gerekir diye kendime  hatırlatıyorum bu yazıyı yazarken. Belki her yerde vardır ama benim dikkatimi son zamanlarda çeken bir lahana bu; Çin Lahanası... Ben lahana sarmasını çok sık yapmam ama yapmam gereken zamanlar da oluyor tabii, lezzetli bir yemek sonuçta. Güzel yapılmış bir lahana sarmasını yemek de çok zevklidir ayrıca. Bunun için de güzel bir lahana bulmak gerekir, işte bundan dolayı buradaki arkadaşlar ile uzun zamandır arayış içindeydik, denemeler ve tavsiyeler sonucunda bize en yakın lezzeti verecek olan lahanayı bulduk. Şimdi herkes Çin Lahanasını kullanıyor ve çok da memnunuz. Kolay sarılabilir olması ise en güzel tarafı... Bizim lahanalarımıza göre biraz küçük ama olsun hiç fire vermeden sarılabiliyor, en içte kalan göbek kısmı da salatalarda çok lezzetli oluyor. Bu salatayı da bir başka tarifte anlatırım... MALZEMELER ...