Ramazan'ın ilk günü… İlk oruçlar…
İlk günler biraz zorlanır insan… Şimdi tam da yaz ve
sıcakların arttığı günler… Ve günler de alabildiğine uzun…
Ama sonra yavaş yavaş alışıyor insan… Oruç tutanlara bol bol
sabır diliyorum…
Nedense Ramazan olunca içimdeki ben, hep çocukluğuma gider… Çocukluğumda
da yaz mevsiminde oruç tutulurdu. Genellikle tatil olduğumuz için büyüklerimizin
yanında olurduk... Kalabalık, herkes bir arada…
Sahura kalkmak çok özel bir olaydı benim için… Büyükler
kendileri kalkardı da çocukları kaldırmaya nazlanırlardı. Davulcuları dört
gözle beklerdim, gümbür gümbür geçerken duymamak imkansızdı… O ses gecenin
sessizliğinde korkuturdu biraz ama olsun… Davul sesi ile kalkmaya çalışırdım ama
bir bakardım ki mutfağın ışığı çoktan yanmış ve büyükler sofrayı hazırlamaya
başlamış…
Başta rahmetli anneannem olmak üzere annem, teyzem, yengem mutfakta
hazırlarlardı yer sofrasını… O kadar kişi masaya zaten sığmazdı… Şimdi
düşünüyorum da ne kalabalıklar gördü o küçücük ev… Küçük olduğunu büyüyünce farkettim tabii... Gözüme kocaman gelirdi o zamanlar...
En çok da börek hoşuma giderdi, babamın köyünde kuru
yufkalardan börek yapılırdı… Hiç bir böreğin tadı öyle lezzetli değil… Rahmetli ninemin
yaptığı zamanları hatırlıyorum, çok ama çok küçüktüm… Bazı kareler yer etmiş işte,
hep aklımda…
Çocuklara tekne orucu tut sen derlerdi; dayanabildiğimiz
kadar...
Ve en zevkli kısım da iftara kadar olan hazırlıktı… Bir tatlı
telaş dedikleri bu olsa gerek... Herkes mutfağa girer ve bir şeyler yapmaya
çalışırdı… Tarhana çorbası baş yemekti ve ev yapımı tarhananın kokusuyla dolardı
ev… Biraz da hafif kavrulmuş biber ve domates… Ve çabuk turşular… Ve pideler mis
gibi sıcak sıcak… Öteki yemekler ne olsa olurdu…
Ve o zamanlar çok büyük gelen balkona otururdu herkes, mor salkımlar balkonun her yerinde... Ezan beklenirdi. Cami hemen yan taraftaydı... Büyüdük ve kendi evimizde de benzer kareleri görmeye
başladık… Zaman zaman uygulayamadık ama aklımızda, gönlümüzde olan günler
geçirdik…
Hayatımın diğer eğlenceli iftarları da kış aylarında, okul zamanlarında olurdu. Günlerin en kısa olduğu zamanlarda herkes işinde ve okulunda iftar yapmak zorunda kalırdı. Okulda arkadaşlarla öğretmenler odasında yaptığımız iftarlar da güzeldi... Herkesin getirdikleri ile karma sofralar kurardık...
Şimdi farklı bir yerde, farklı insanlar ve farklı kültürler arasında yaşıyoruz Ramazan günlerini...
Ve bu yaz günlerine denk gelen oruçlu günler bir başka ikiliyi
de hatırlatıyor bana… Peynir ve domates…
Ağır yemek istemeyenlerin, ferah yiyecekleri tercih
edenlerin vazgeçilmez ikilisi…
Bu günlerde sanırım oldukça fazla tüketilecek. Hem iftarda
hem de sahurda…
Domates ve peynir derken gittim taa çocukluğuma… Geri
gidebilsek o günlere… Koklasak şöyleeee bir, içimize çeksek…
Hatıralarımızda hep saklı kalacak güzel Ramazan günleri
dileklerimle…
Ne kadar güzel yazmıssın,ahh eski günler:((Hayırlı Ramazanlar..
YanıtlaSilBenim anilarimda seninki gibi. Bazen sahur bile komsularla yapilirdi. Eski ramazanlar cok daha guzeldi. Sevgiler
YanıtlaSilhepsini nede güzel gözlemlemiş ve hafızana yerleşmiş ben bir kısmını unutmuşum o günleri tekrar yaşattın zevkle okudum selamlar.
YanıtlaSil