Ana içeriğe atla

YOLLAR

 
Her gün, günün herhangi bir saati olabilir, uygun bir zamanda, o gün olmazsa ertesi gün ama mutlaka... Yürüyüş yapmaktan bahsediyorum. Alışkanlık böyle bir şey herhalde. Nasıl oldu anlamadım ama beni dışarıya çeken bir şeyler var. Kalabalık yerler  ya da şehir merkezinden bahsetmiyorum. Ağaçlar, çiçekler, su kenarı, küçük ormanlar gibi... Yürümek, yürümek... Tempolu ama yavaş değil. Belli bir hızda ama etrafa dikkatli bakarak ve bu güne kadar görmediklerimi görmeye çalışarak, değişiklikleri kaçırmadan. Doğanın değişimine tanıklık yapmaktan, yaprakların sararıp yerlere düşerek ayaklarımın altına bir halı gibi serilmesinden bahsediyorum. Bu aralar yapraklar adeta kar gibi üzerime dökülüyor, bastığım yerleri göremez oldum yapraklardan. Ağaçlar da bu durumdan memnun gözüküyorlar, eskidi bu elbiselerimiz nasıl olsa ilkbaharda biz yeniden güzel güzel giyiniriz der gibiler. 
Sonbahar geldi kış çok yakında, bu zamanın tadını çıkarmak gerekir, etrafa daha çok bakmak gerekir. Ağaçlara, yapraklara, yeri kaplamış yaprakların arasında boy vermiş mantarlara; irili ufaklı,  bazıları renkli... Bunlar arasında dolaşan ve bir ayak sesi duyunca hemen ağaca tırmanıp endişeli ve meraklı gözlerle bana bakan kabarık kuyruklu, tarçın renginin güzelliğinde sincaplar da bu yürüyüşün alışkanlık sebeblerinden. Öylece kıpırdamadan durup size bakarlar, eğer siz de kıpırdamadan duruyorsanız. Öylece bakarlar hem de gözlerinize, korku dolu, kaçmaya hazır... Çok bakıştık sincaplarla böyle, kalp atışlarını bile hissedebilirsiniz. Zarar gelmeyeceğini anlayınca da sakin bir şekilde tırmanırlar ağacın en üst dallarına doğru. Bazen yere düşen palamutları yuvalarına taşımalarına tanıklık ediyorum, şimdi onlar için kışa hazırlık zamanı...
Yollar aynı yollar, yürüdüğüm yerler belli. Her gün aynı yerlerde yürümek sıkar insanı diye düşünebilirsiniz çünkü ben de öyle düşünmüştüm başta ama hala sıkılmadım. Mutlu oluyorum yürürken. Yollar aynı duruyor ama zamanlar ve üstünde geçen olaylar farklı aslında. İşin sırrı aynı yerlerden farklı saatlerde geçmek galiba...
Sabah erken çıkarsam eğer, okul telaşı oluyor her adımda, çocuklar annelerinin arkalarında ya da ellerinden tutarak ama küçük olan adımlarını daha da küçülterek, koşarcasına yol alıyorlar. Gözlerde uyku hala var ve uyanmaya çalışarak. Anne, babalar da ayrı bir telaşlı, çünkü bir an önce bu ufaklıkları okula bırakıp, kendilerini işe yetiştirmek zorundalar. Yanımdan koşar adımlarla geçiyor hepsi, görmüyorlar bile beni...
Öğleye doğru ya da öğleden sonra yürüyorsam eğer bu yollarda, rahatlamış insanlar görüyorum. En çok da köpekleri görüyorum onları gezdiren sahipleri ile. Onlara da alıştım, arar oldu gözlerim, bazen sadece onları görebilmek için bile yürüyüşe çıktığım oluyor. Nasıl da anlıyorlar gezmeye çıktıklarını, sağa sola koşturup oynuyorlar, ama sürekli gözleri sahiplerinde, sözden çıkmadan, bir çocuk annesini ne kadar dinler bilmiyorum. İşte bu saatlerde insanlar birbirini görüyor, selamlaşmanın en çok olduğu saatler... 
Akşama doğru bitkin ve yorgun  insanlar geliyor artık bu yollara. Günün yorgunluğunu, stresini, yaptıkları ve yapamadıkları, iş yerindeki problemlerini taşıyorlar üstlerinde.  Ya da eve döndüklerinde yapacakları işlerin telaşı var yüzlerinde, gün şimdilik bitmiş ama bir kısmı hala evde bekliyor onları. Ama eve dönen gençler ve çocuklar çok mutlu, sabaha göre daha bir enerji dolu  gözüküyorlar. Daha ne olsun, okulda bir gün daha bitti işte, onlar sevinmesin de kim sevinsin.  Genç olmak vardı...
Bu yolda sürekli bir canlılık var. Bölümler halinde devam eden bir dizi gibi. İzlemek hoşuma gidiyor. Daha ne kadar izlemek isterim bilmiyorum ama bana çok iyi geldiği kesin. Doğanın içinde olmak, kuş seslerini duymak ve dinlemek. Bu nedenle kulaklıkları ile yanımdan geçen insanları anlayamıyorum. Müzik güzeldir ama ben kuşları ve bu yolların sesini dinlemeyi seviyorum. Sessizlikte düşünmeyi seviyorum. Bu güzelliklerden payıma düşenin tadını çıkarmak istiyorum.












Yorumlar

  1. Muhtesem! Cok guzel yazmissin, devam! Gozlemlerine bayildim. Her saatte farkli insanlar, farkli aliskanliklar, farkli telaslar... Fotograflarin da cok guzel. Bu yol spor parkina cikan yol mu?

    YanıtlaSil
  2. Sakatligim gectigine gore tekrar beraber yurumeye hazirim... Yazindan sonra sanirim daha bi farkli yuruyecegim ayni yollarda... Eline saglik cok guzel olmus...

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Hande, bu yol spor parkına çıkıyor ama biraz uzak, bir gün beraber bir yürüyüş yapalım...

    YanıtlaSil
  4. ikisatirdokturmelik.blogspot.com18 Kasım 2011 12:46

    sevincim pek guzel yazmisin..sayende bende okurken yurudum oralarda...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KAÇ BARDAK, KAÇ KAŞIK, KAÇ GRAM

BESİN SU BARDAĞI ÇAY BARDAĞI KAHVE FİNCANI ÇORBA KAŞIĞI Su 250 g 100 g 75 g 15 g Süt 250 g 100 g 75 g 15 g Toz şeker 200 g 80 g 70 g 20 g Pirinç 250 g 100 g 70 g 15 g Bulgur 200 g 75 g 60 g 20 g Fasulye 200 g 75 g 60 g Mercimek 200 g 75 g 60 g 15 g İrmik 180 g 70 g 55 g 12 g Pudra şekeri 110 g 50 g 30 g 12 g Toz şeker 170 g 75 g 60 g 15 g Nişasta 50 g 30 g 10 g Un 110 g 50 g 30 g 12 g Galeta unu 120 g 60 g 40 g 10 g Kaşar peyniri(rende) 90 g 40 g 30 g 4 g Süt 200 g 100 gr 65 g 15 g Krema 210 g 110 g 70 g Yoğurt

ÇİLEKLİ, MUZLU KEK

Çilek sevmeyen yoktur diyemeyeceğim çünkü sevmeyenler olduğunu biliyorum. Çilek sevmediklerini ilk öğrendiğim zaman inanamamıştım. Çileğin sevilmeme ihtimalini hiç aklıma getirmediğimi o zaman fark ettim. Bu sebebten, çilek sevmeyenler sadece muzlu yapabilir... Ve en çok sevdiğim kek hamuru çilek ve muzla birleşince çok güzel bir kek çıktı ortaya. Denemelisiniz... Ilık ılık yiyebilirsiniz ya da meyveli olduğu için buzdolabında tutarsanız, dolaptan çıkarıp soğuk soğuk da yiyebilirsiniz. Soğuk yemek daha çok hoşuma gitti... Bu kek hamuru suyla yapılan kek hamuru. İçine istediğiniz malzemeleri ilave edebilirsiniz... MALZEMELER   4 tane yumurta 1 su bardağı şeker 1 su bardağı sıvı yağ 1 su bardağı su 3 su bardağı un 1 paket kabartma tozu 1 paket vanilya Yeteri kadar muz ve çilek ( miktarı size bağlı ) Yumurta ve şekeri iyice çırptıktan sonra diğer malzemeleri de ilave edip karıştırın. Ufak ufak doğradığınız muzları da ilave edin ve ezmeden yavaşca karıştırın. Yağl

ÇİN LAHANASINDAN SARMA

Lahana sarması ama lahanası biraz değişik, en azından ben ilk defa gördüm buralara gelince. Yer değişikliğinin bu gibi faydalarını da görmek gerekir diye kendime  hatırlatıyorum bu yazıyı yazarken. Belki her yerde vardır ama benim dikkatimi son zamanlarda çeken bir lahana bu; Çin Lahanası... Ben lahana sarmasını çok sık yapmam ama yapmam gereken zamanlar da oluyor tabii, lezzetli bir yemek sonuçta. Güzel yapılmış bir lahana sarmasını yemek de çok zevklidir ayrıca. Bunun için de güzel bir lahana bulmak gerekir, işte bundan dolayı buradaki arkadaşlar ile uzun zamandır arayış içindeydik, denemeler ve tavsiyeler sonucunda bize en yakın lezzeti verecek olan lahanayı bulduk. Şimdi herkes Çin Lahanasını kullanıyor ve çok da memnunuz. Kolay sarılabilir olması ise en güzel tarafı... Bizim lahanalarımıza göre biraz küçük ama olsun hiç fire vermeden sarılabiliyor, en içte kalan göbek kısmı da salatalarda çok lezzetli oluyor. Bu salatayı da bir başka tarifte anlatırım... MALZEMELER Soğa