Ana içeriğe atla

ÇİLEK REÇELİ


Bizim evde reçel pek yenmez. Ben yerim ama... Severim de kahvaltı sofrasında reçel görmeyi, sofraya renk katar sanki. Hem de peynirle çok yakıştırırım reçeli. Tabii bu bizim evde daima eleştiri alan bir durumdur ama ben alıştım artık. Tuhaf bulurlar benim peynir ile reçel yememi... Evde çok rağbet görmediği için reçel yapmayı pek tercih etmem ama bu aralar nedense reçel yapmak geldi içimden. Yıllar önce annemin evde reçel kaynattığı zamanlardan hatırlıyorum o kokuyu... Özellikle vişne reçeli yapardı annem; kayısı, çilek de olurdu ama vişnenin yeri bir başkaydı sanki. Hem de 3-4 kilodan falan yapardı sanırım, çünkü biz onu bütün kış yerdik ama gerçekten yerdik. Her sabah sofrada bir tabak olurdu ve ekmeğe yağı güzelce sürdükten sonra güzelim rengiyle ve iri taneleri ile ekmeğin üstünde yerini alırdı vişne reçeli. Sanki hepsi o yıllarda kaldı, şimdi eskisi gibi yenmiyor yağlı, reçelli ekmekler. İşte şimdi bu aralar reçel yapmaya özendim, belki evdekilerin bir-iki çatal da olsa reçel yemeleri özendirdi beni... Çilek reçeli yaptım. Yenmez diye şöyle yarım kilodan yaptım ama anlaşılan herkesin reçel yiyesi gelmiş, sanırım bir daha yapmam gerekecek... Reçel yapmak kolay, çilekleri önce üstünü örtecek şekilde şekerle bir gece bekletiyorsunuz, sonra ocakta yarım saat kaynatıp limon suyunu ilave ediyorsunuz, beş dakika sonra ocaktan alıyorsunuz, bu arada oluşan köpükleri de toplayıp atmakta yarar var. İlk kaynamadan sonra kısık ateşte devam edebilirsiniz kaynatmaya... Bu kadar işte...
MALZEMELER
1 kg çilek
1 kg şeker ( ben 500 g olarak kullanıyorum )
½ limon suyu
Şimdi gelelim miktarlara, her zaman ki gibi bunlar kabul gören miktarlar ama ben bunlar üzerinde değişiklik yapıyorum. Daha az şeker olsun diye şeker ölçüsünü yarım kg olarak kullanıyorum, bize göre güzel oluyor. Bu tamamen damak zevkinize kalmış bir tercih.
Bir de düşündüm de önceden reçeller meyvelerin bol olduğu zamanlarda yapılırdı. Şimdi artık buna gerek yok bence, bugün bu konularda çok konuştuğumuz arkadaşlarla konumuz kayısının kurusundan yapılan reçelin daha güzel olmasıydı. Yani artık meyvelerin kuruları her yerde var, dondurulmuş meyveler her yerde var, onun için reçelimiz bitti demeyin, yapmanız için bir sürü alternatif bizi bekliyor, haydi çeşit çeşit reçel yapmaya... Ağzımız tatlansın...


AFİYET OLSUN   



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KAÇ BARDAK, KAÇ KAŞIK, KAÇ GRAM

BESİN SU BARDAĞI ÇAY BARDAĞI KAHVE FİNCANI ÇORBA KAŞIĞI Su 250 g 100 g 75 g 15 g Süt 250 g 100 g 75 g 15 g Toz şeker 200 g 80 g 70 g 20 g Pirinç 250 g 100 g 70 g 15 g Bulgur 200 g 75 g 60 g 20 g Fasulye 200 g 75 g 60 g Mercimek 200 g 75 g 60 g 15 g İrmik 180 g 70 g 55 g 12 g Pudra şekeri 110 g 50 g 30 g 12 g Toz şeker 170 g 75 g 60 g 15 g Nişasta 50 g 30 g 10 g Un 110 g 50 g 30 g 12 g Galeta unu 120 g 60 g 40 g 10 g Kaşar peyniri(rende) 90 g 40 g 30 g 4 g Süt 200 g 100 gr 65 g 15 g Krema 210 g 110 g 70 g Yoğurt ...

ÇİN LAHANASINDAN SARMA

Lahana sarması ama lahanası biraz değişik, en azından ben ilk defa gördüm buralara gelince. Yer değişikliğinin bu gibi faydalarını da görmek gerekir diye kendime  hatırlatıyorum bu yazıyı yazarken. Belki her yerde vardır ama benim dikkatimi son zamanlarda çeken bir lahana bu; Çin Lahanası... Ben lahana sarmasını çok sık yapmam ama yapmam gereken zamanlar da oluyor tabii, lezzetli bir yemek sonuçta. Güzel yapılmış bir lahana sarmasını yemek de çok zevklidir ayrıca. Bunun için de güzel bir lahana bulmak gerekir, işte bundan dolayı buradaki arkadaşlar ile uzun zamandır arayış içindeydik, denemeler ve tavsiyeler sonucunda bize en yakın lezzeti verecek olan lahanayı bulduk. Şimdi herkes Çin Lahanasını kullanıyor ve çok da memnunuz. Kolay sarılabilir olması ise en güzel tarafı... Bizim lahanalarımıza göre biraz küçük ama olsun hiç fire vermeden sarılabiliyor, en içte kalan göbek kısmı da salatalarda çok lezzetli oluyor. Bu salatayı da bir başka tarifte anlatırım... MALZEMELER ...

SADE YAĞLI UN KURABİYESİ

Çocukluğa hep bir özlem var bende... Hadi seni çocukluğuna götürelim gel deseler, hiç düşünmeden koşarım... Çocukluğumun günlerine gitmek için uzun uzun düşünürüm, hafızamın derinliklerinden bir kaç gün yakalarsam ne mutlu bana... Bazen de hiç düşünmeden geliverir hatıralar... Büyüyoruz... Her şey geride kalıyor... Ve bazen küçük bir şey geride kalanları hatırlatıveriyor...   Un kurabiyesi de öyle benim için. Yıllar öncesine götürür beni...   Bu deneme de bunun için aslında. Sanırım biraz olsun aradığım lezzet ve kokuyu buldum. Tarif için masmavi3_mutfakta`ya teşekkür ederim...   Sade yağ ile yapılmış bir un kurabiyesi. Sade yağ yapımından bahsetmiştim, aslında çok zor değil.   Geniş bir tencereye tereyağını koyun ve ateşi kısık ateşe ayarlayıp, kaynamadan erimesini, üstünün beyaz köpük bağlamasını bekleyin, yaklaşık yarım saatte böyle bir görüntü oluşuyor, üstüne biriken köpükleri toplayın ve köpük bitene kadar işleme devam edin, sonunda sapsarı ren...