İsviçre tam bir peynir ülkesi. Dağları ve bol çeşitli otlarıyla sanırım tam da peynir için ideal yerler. Büyük ve küçük baş hayvanların çokca yetiştirildiği ve bu konuda çok titiz davranıldığı da bir gerçek. Peynir çeşidine diyecek yok, marketlerdeki peynir reyonları bu gerçeği gözler önüne seriyor zaten. Burada kendine has bir peynir kültürü var, çeşit çeşit peynirler... Alırken karar vermekte zorlanabilirsiniz. Aldığınız bir peynirin ambalajını da hemen atmayın, ola ki çok beğenirseniz bir daha alabilmek için ismini hatırlayın diye... Çok çeşit olduğu için karıştırma ihtimali var. İsviçre küçük bir ülke ama etrafını saran bir çok komşusu var. Fransa, İtalya, Almanya, Avusturya... İster istemez bu ülkeler ile kültür alışverişinde bulunması sonucu bu kadar peynir çeşidi var diye düşünüyorum. Bol ot, yüksek dağlardaki temiz hava, iyi bakılmış hayvanlar ve sonuç işte bu resimlerde gördükleriniz... Bunlar sadece bir kaç örnek...
Bu arada Türkiye`min peynirlerinden de bahsetmeden duramayacağım. Bu konu beni hep üzmüştür. Bizim de pek çok peynir çeşidimizin olmasına rağmen sanırım reklamının yapılamaması yüzünden dünyada pek tanınmıyor. Bence dünya peynirleri ile yarışacak derecede hatırı sayılır peynirlerimiz var. Tanıtmak çok önemli. Ben İsviçre`yi, Karadeniz Bölgesi`ne benzetiyorum. Coğrafi şekilleri, bitki örtüsü, iklimi, hayvancılığı ve peynirleri ile... Bundan dolayı da Karadeniz`in mıhlaması ile İsviçre`nin fondüsü arasında bir benzerlik kurarım. Alp Dağları`nın ve Kaçkar Dağları`nın soğuk kış günlerine dayanabilmek için o bölge insanlarının kışın tükettiği bir yiyecek. Ama fondü dünyada ve hatta artık Türkiye`de bile bilinirken, mıhlama çok az tanınıyor. Bu sadece bir örnek, sanırım biraz daha reklam yaparak tanıtabilmemiz gerekiyor.
Peki bu peynirlerden oluşmuş bir peynir tabağına en iyi ne eşlik eder sizce, tabii ki güzel bir şarap. Aslında peynirleri kadar şarapları da anlatmaya değer. Sonbaharın sonuna doğru bütün yamaçlar üzüm bağlarının muhteşem görüntüsü ile kaplanır. Bu manzara seyretmeye değer, hele bir de yakından görmek isterseniz üzümlerin nasıl da aynı hizada salkım salkım toplanmayı beklediğini görünce daha da seyretmeye değer olduğunu anlarsınız. Bu konuda yine Türkiye`min şaraplarının da reklamını daha fazla yapma fikrine sahip olduğum da anlaşılmıştır her halde. Peynirin şarapla oluşturduğu beraberlik sanırım buradaki bir çok insanın arzuladığı bir tat. Tabii bir de hangi peynirin hangi şarapla yeneceğini bilmek de çok büyük bir ustalık. Yani sadece yemek için değil, zevk için peynir ve yanında bir şişe şarap...
Ne güzel, rengarenk, ağız sulandırıcı bir yazı olmuş. Eline sağlık.
YanıtlaSilPeynirin ve çikolatanın her türlüsünü severim :)) Çok Sevgilerimle:)
YanıtlaSilKesinlikle size katılıyorum. Ülkemizin öyle güzel peynirleri varki, bazen o ülkede yaşamamıza rağmen bilmiyoruz. Bazı bloglarda arkadaşlarımdan görüyorum. Mascarpone peynirini bile hamarat arkadaşlarımızdan evde dörtte bir maliyetine yapanlar var. Belki bloglar sayesinde peynirlerimizi tanıtabiliriz. Teşekkürler paylaşım için. Ankara'dan kucak dolusu sevgiler..
YanıtlaSilpeynirlerimizin küçük tanıtımı için teşekkürler......
YanıtlaSilÜLKEMIZDEKI PEYNIRLERI YETERLI TANITIM OLMADIGI ICIN KIMSENIN HABERI YOK MALESEF!!!!!BEN ISVICREDE EN COK APENZELLER VE SÄNTIS PEYNIRLERINI BEGENDIM.AMA KIRMIZI SARAPLA TAVSIYE EDERIM.....ADIRNE ESKI KASAR VE EZINE PEYNIRLERIMIZDE MÜKEMMEL...
YanıtlaSil