TEREYAĞ YİYELİM AMA NASIL...
Tereyağ hep konu olmuştur sağlıklı beslenme söz konusu olunca bilirsiniz. Yenmeli ya da asla yenmemeli yok yok arada bir azar azar olursa bir zararı yokmuş gibi konuşmalara hepimiz tanık olmuşuzdur. Böyle olunca da özellikle ben hep korkarak yaklaşırım ama aklımda kalır acaba doğrusu nedir bu olayın diye de bir şeyler öğrenmeye çalışırım. Bu mantıkla hareket ettiğim için bizim evde tereyağı pek kullanmam.
Ama uzun zaman önce bu konu ile ilgili araştırma yaparken gördüm ki benim gibi olanlar varmış, Ghee diye bir yağdan bahsediliyor, hemen uygulamaya başladım.
Okuduklarımdan öğrendiklerime göre Hindistan`da Ghee denilen bu yağ manda sütünün yağının eritilmesi ile elde ediliyormuş.Urfa ve Trabzon bölgesinde yaşayanlar da sadeyağ diyorlarmış.
Tereyağının içinde beyin için faydalı vitaminler ve potasyum var. Ama aynı zamanda yüksek kolesterol de... Kullanırken de yakmadan kullanmamız gereken bir yağ. İçinde bulunan süt katılarının hızlı yanmaları nedeni ile pişirme yağı olarak kullanılmaya pek uygun değil. Ve bu süt katıları kısa zamanda bozulup yağı ekşitebiliyor.
Ama tereyağ sadeyağ haline yani Ghee haline geldikten sonra daha dayanıklı ve pişirme özelliği daha iyi olan bir yağa dönüşüyor. Oksitlenmiş kolesterol içermediği söyleniyor uzmanlar tarafından. Tabii bu işlem sırasında tereyağına lezzet veren bu süt katıları uzaklaştırıldığından tadındaki lezzet azalıyor. Ama olsun, tereyağından bu şekilde elde edilmiş sadeyağın yani posası alınmış tereyağının bir çok yararlı özelliği var;
Gözlere iyi geliyor ve cildi parlatıyor,
Sindirime destek veriyor,
Hafızayı destekliyor,
Hafızayı destekliyor,
Bağışıklık sistemini destekliyor,
Yapısında beta-karoten ve A, D, E ve K vitaminlerini barındırıyor, dolayısıyla antioksidan maddeler açısından daha zengin.
Hiç bir yenilebilir yağın da bu sadeyağ kadar iyi görüşü sağlayan ve göz bebeklerinin dış tabakasını nemli tutan A vitaminini ihtiva etmediği de okuduklarım arasında.
Yapımı çok kolay olduğu için niçin çok daha öncelerden öğrenemedim diye de kendime kızıyorum bu arada.
Ben 500 g tereyağından yaptım, geniş bir tencereye yağı koyun ve ateşi kısık ateşe ayarlayıp, kaynamadan erimesini, üstünün beyaz köpük bağlamasını bekleyin, yaklaşık yarım saatte böyle bir görüntü oluşuyor, üstüne biriken köpükleri toplayın ve köpük bitene kadar işleme devam edin, bu köpükler tereyağının sağlıksız kısmı, sonunda sapsarı renkli bir sıvı kalıyor.
Bunu da süzerek cam bir kavanoz ya da kaba alın ve tekrar dondurun, sonra buzdolabında istediğiniz kadar saklayarak korkusuzca yemeklerinizde kullanın.
Ben artık böyle yapıyorum ama gene de kullanırken çok kullanmamaya dikkat ediyorum. İçim biraz olsun rahatladı. Hele bir de tereyağını kendim yaparsam içim daha da rahat edecek. Şimdilik tereyağını güvendiğim yerden almaya gayret ediyorum.
Ellerine sağlık. Benim de hep aklımı kurcalamıştır bu soru. Ben de şimdi Rizeden getirtiyorum yağımı. Ama dediğin gibi yapmayı denemedim en kısa zamanda böyle yapmayı düşünüyorum. Paylaşım için teşekkür ederim. Sevgiler...
YanıtlaSilbenim annem de tereyağını kendisi yapıyor ama şöyle: babam gider mandıradan (gölbaşı'nda bi yerlerden) 1 teneke kaymak çektirir, annemde onu yoğurarak tereyağ durumuna getirir. biraz suyu çıkar o atılır , kalan yağ iri tuzla tuzlayarak çinkodan bir kovaya basar. dolaba koyar . kahvaltılık olarak biraz ayırır onu tuzlamaz ama çabuk tüketirler. babam 90 yaşında hala bu düzende devam ediyorlar. ben marketten alırım hep.artık bende eritip köpüğünü atayım bari, var madem bir hikmeti.....
YanıtlaSil